Derya Çalışır

Derya Çalışır: Başarılı Kariyeriyle Dikkat Çeken Bir Oyuncu

Derya Çalışır, adını sinema ve televizyon dünyasında başarılı projelerle duyurmuş bir oyuncudur. Kendisi, yetenekli performansları ve çeşitli rollerdeki başarılı performanslarıyla izleyicilerin takdirini kazanmıştır.

Kariyerine aslında çocukluğunda başladı. Okul hayatı boyunca tiyatro ve musical kulüplerine katıldı ve lise döneminde Almanya’da şehir tiyatrosunda oyunculuk ve drama eğitimi aldı. Mezuniyetinden sonra uzun yıllar oyunculuğa ara verdi. 40 yaşından sonra tekrar eğitimlere başlayıp, bir yandan tiyatro oyunlarına çıkıp, bir yandan da ufak kısa diyaloglu rollerle kendisini dizilerde göstermeye başladı. Sonrasında sevilen dizi Yasak Elma’da Melek karakteri olarak gönlümüzde taht kurdu. Ama şansını kendi yaratmak istedi: eşiyle birlikte kendi kısa filmlerini çekti. “Küçük Kara Köpek” isimli kısa filmdeki performansı için Blackboard International Film Festival’inde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almayı başardı. Eğitimin sonu yok diyen yetenekli oyuncumuz oyunculuk, tiyatro, drama, diksiyon ve psikodrama dersleri aldı ve kendisini sürekli geliştirmeye devam ediyor.

Derya Çalışır, kariyerinde yer aldığı projelerle dikkat çekmektedir. Bunların arasında Yasak Elma, Kan Çiçekleri, Canım Annem, Toprak ile Fidan, Aşk ve Umut gibi sevilen diziler yer alıyor. Arka sokaklarda Türkan karakteri olarak büyük ilgi çekmeyi başardı. 5 dil bilen başarılı oyuncumuz TRT TÜRK’te yayınlanan Sığınak dizisinde bir alman kadını canlandırdı. Birbirlerinden çok farklı tiplemeleri canlandıran Derya Çalışır kendisine büyük hedefler koymaya devam ediyor.

Blackboard International Film Festival’inde En Iyi Kadın Oyuncu ödülünün yanında birkaç uluslararası film festivalinde daha bu dalda seçki aldı. Ayrıca Mandras Film Festivali’nde Perception-Algı isimli kısa filmin senaristi olarak Finalist oldu.

Kendisi profesyonel bir oyuncu olarak sosyal medyada çoğunlukta kendi ev stüdyosunda çektiği portre fotoğraflarını, ayrıca yeni başladığı bale kursundan görüntüleri ile ilgi çekiyor.

Kariyerinin yanı sıra, Derya Çalışır enerji dolu halleriyle yakınlarını sürekli yaşıyla şaşırtıyor. 20li yaşların birinin enerjisine sahip olduğundan sürekli yeni şeyler denemeye açık aynı zamanda ailesine çok düşkün. 17 yaşında oğlu olduğunu duyan herkes çok şaşırıyor. “Oğlumla hep çocuk olabildim. Bizi görenler bizi abla kardeş sanıyor” diye anlatıyor ve ekliyor “eşim benim en büyük destekçim. Onun desteğiyle buraya kadar geldim ve daha da ileriye gidicem”. Derya Çalışır bol bol kişisel gelişim kitapları okuyor ve aynı zamanda tutkulu bir Stephen King hayranı. Baleye yeni başlamasının sebebi dinginliğini korumak ve esneklik kazanmak. “Her derste klasik müziğe dans ederken ruhumu dinlendiriyorum ve adım adım yeni şeyler başarmak beni çok mutlu ediyor” diye belirtiyor güzel oyuncumuz.

Gelecek projelerindeki hedefi uzun soluklu bir dizide önemli bir karakteri canlandırmak. Görüşmeler devam ediyor fakat şu an için kesin bir şey yok. Farklı, dikkat çeken projelerde yer almak isteyen Derya Çalışır normalin dışında olan karakterleri canlandırmaktan büyük keyif alıyor. Bu psikolojik bir hasta ya da kendi gerçek karakterine zıt olan aykırı karakterleri de kapsıyor.

Bir rolü seçerken hangi faktörler size en önemli gelir: karakterin derinliği, senaryo, yönetmen veya projenin genel konsepti?

-Bir rolü seçerken en çok bu aykırılığına bakıyorum. Klasik klişe değil de kendine özgün projeler olması büyük bir faktör. Film ya da dizi izleyiciye bir mesaj vermeli.

Kariyerinizde yer aldığınız en zorlu veya duygusal açıdan meydan okuyan sahneyi hatırlayabilir misiniz? Bu sahneyi hazırlarken ve çekerken nasıl hissettiniz?

-Küçük Kara Köpek isimli kısa filmde yaşlı psikolojisi bozuk bir kadını aynı zamanda bu yaşlı kadının gençliğini canlandırdım. En vurucu sahnesi çok kanlı bir sahne. Ama vahşi değil psikolojik gerilimi yüksek olan bir sahne. Bu sahne beni çok yordu. Günler boyu kendimi hazırladım. Rolün kendisi için zaten yürüyüşünden ses ve tonlamaya kadar her şeyi yeniden öğrenmem gerekti. Ayrıca psikolojik açıdan o derinliğe inmek beni çok yordu. Bir role girip de çıkamamak var. Ama en büyük başarım da bu karakter oldu. En iyi kadın oyuncu ödülünü bu performansımdan aldım.

Oyunculuk kariyerinizde en büyük başarınız veya en gurur duyduğunuz proje hangisi oldu ve neden?

-Tabii Küçük Kara Köpek isimli kısa filmdeki Susanne karakteri olarak gösterdiğim performans için Blackboard International Film Festival’inde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almak benim için çok büyük bir başarıydı ve bunun gururuyla yaşamak çok güzel bir duygu. Ayrıca Yasak Elma’da Melek karakterini canlandırmak da beni çok gururlandırdı. Güzel bir mesaj verdik.

Yeni bir karaktere hazırlanırken araştırma yapma süreciniz nasıl geçer? Karakterinizin geçmişini ve duygusal zenginliğini oluştururken teknikleri kullanırsınız?

-Öncelikle bir karakter analizi yazarım. Bu öyle kısa bir şey olmuyor genelde 2 sayfayı bulan, senaryoda belirtilmemiş, kişinin çocukluğunda yaşadıkları, en sevdiği yemek veya dinlediği müzik tarzını anlatan, ayrıca hayatında neler yaşadığını özetleyen bir metin çıkıyor ortaya. Sonra o karakteri yaşamayı başlıyorum. Onun gibi hissetmeye ve davranmaya çalışıyorum bende bir süre sonra olur kişi oluyorum ve birkaç saat yarattığım karakterde kalıyorum. Şükür eşim ve oğlum bu duruma alışık.

Oyunculuk yeteneğinizi geliştirmek için hangi kaynakları kullanıyorsunuz?

-Kendimi sürekli geliştiriyorum. Eğitim, workshop, online kurslar… Ve çok okuyorum. Baş ucumda Stanivslavski – Bir Aktör Hazırlanıyor kitabı var.

Oyunculuk kariyerinizde karşılaştığınız zorluklar veya hayal kırıklıkları nasıl sizi şekillendirdi?

-Beni kesinlikle daha sabırlı bir insan yaptı. Çünkü bekleme süreleri çok. Hem sette hem de audition verdikten sonraki süreç. Ve pozitif düşünmeyi öğrendim. Çünkü şunu anladım ki bir beklentiye girip olmayınca hayal kırıklığı yaşarsanız bu sizi hiçbir yere götürmüyor. Hep bir sonraki hedefe pozitif tutumla yöneliyorum. Ayrıca hiçbir şeyi kişisel algılamamayı öğrendim. Bir role seçilmemek de bu mesleğin bir parçası.

Kariyerinizdeki gelişim ve değişim sürecinizde size en büyük destek olan kişi veya kişiler kimler oldu?

-Eşim ve oğlum. Net.

İzleyicilerin ve hayranlarınızın sizi etkilemesini ve onlarla iletişim kurmayı nasıl görüyorsunuz?

-Çok heyecan verici. Özellikle Arka Sokaklar’dan aldığım geri dönüş beni çok mutlu etti. İnstagramdan yazan yazana. Fakat ilk başta ne oluyor ya falan oldum yani. Sonra alıştım.

Sette en keyif aldığınız veya en unutulmaz anınız nedir?

-Tabii dizisi Kuzgun – Dipsiz Karanlık dizisinde çok farklı bir karakteri canlandırdım. Deli Şerif (dikkat: Şerife değil) hiç lafı yoktu ama ona öyle bir kostüm verip saçını makyajını o kadar değişik yaptılar ki sette herkes benimle fotoğraf çekilmek istemişti. Burada başarı tamamen saç, makyaj ve kostüme ait. Hepsine tek tek çok teşekkür ediyorum buradan.

Bir projeye dahil olmadan önce senaryoyu veya projeyi değerlendirirken hangi kriterlere dikkat edersiniz?

-Projenin özgün olmasına ve karakterin özel olmasına dikkat ederim. Farklı tipler peşindeyim. Yani “normal” karakterde baş rol oynamaktansa aykırı yan karakteri oynamayı tercih ederim.

İleride hangi tür rolleri oynamak veya hangi tür projelerde yer almak istersiniz?

-Uluslar arası ses getirecek projelerde yer almak istiyorum. Yine bu projelerin özgün olması ve karakterin farklı olması önemli. Oyunculuğum ile dikkat çekebileceğim zor karakterler canlandırmak istiyorum.

Oyunculuk kariyerinizdeki gelecek planlarınız nelerdir?
-Ooo çok büyük planlarım var ama konuşmayacağım. Vakti geldiğinde göstereceğim.

Oyunculukla ilgili veya genel olarak hayatla ilgili önemli bir öğüt veya felsefeniz var mı?

-Geç yaşta sektöre giriş yaptım ve kısa sürede çok şey başardım. Her şeyin doğru bir zamanı var. Ama çok çalışmak lazım. Hiçbir şey kucağına düşmez. Çok yetenekli olabilirsin ama yetenek her şey değildir. Seni özel kılan gösterdiğin azim ve çabadır. İşte o zaman hayalini kurabildiğin her şey mümkün!